Tomoko Banyosunda / 1971

İlker Şimşekcan
2 min readApr 24, 2020

--

Bir fotoğrafçı düşünün ki; hayatını, haksızlıkları korkmadan belgelerken kaybeden. Eugene Smith; Japonya’nın Minamata şehrinde, bir fabrikanın kimyasal atıklarından dolayı, bedensel ve zihinsel deformasyona uğrayan insanlar görür. Dünyaya yeni gözlerini açan bebekler, civa zehirlenmesi nedeniyle; kör, sağır, ve engelli olarak doğmaktadır. Fabrikanın bu problemi görmezden gelmesi sebebiyle, elinde tek enstruman olan fotoğraf ile bu konuyu foto-röportaj halinde hazırlayarak, tüm dünyanın dikkatini bu trajik öyküye çekmek ister.

Banyosunda Tomoko

“Banyosunda Tomoko” (1971)

Tomoko doğuştan Minamata hastasıdır. Metil civa, anne karnında bedenine geçmiş ve bu nedenle doğuştan ağma, sağır ve belden aşağı felç doğmuştur. Fotoğraf siyah beyazdır ve ışığın etkisiyle anne ve hasta kızın bedenleri karanlığın içinde ışıldamaktadır. Anne şefkatle kızının görmeyen gözlerine bakarken, Tomoko gökyüzüne doğru bakmaktadır. Yüz ifadesinde anne şefkatinden ve ilgisinden memnuniyeti okunmaktadır. Anne kızının bedenini su yüzeyinde tutar ve kızının uzun ve ince bacaklarını, kısa kalmış gövdesini, pençe biçimindeki ellerini görülmesine izin verir. Tomoka’nın fotoğrafı Minamata ve çevre kirliliğinin yarattığı hastalığın trajedisi konusunda birçok kişinin yüreğine dokundu, hatta annesinin kollarında banyo yapan Tomoko’nun, sanayi çağının “Pieta’sı” olduğu ifade edilmiştir. .
Pieta heykeli şu anda Vatikan’da bulunan ve Mikelanjelo’nun tek imzası bulunan kucağında haçtan indirilen İsa’yı kucağında tutan Meryem Ana heykelidir. Her iki eserdeki benzerlikler, annenin kucağında yatan bedenler, annenin şefkat dolu bakışı ve sevginin dışa vurumu. Kucaktaki çocukların ise huzurlu ve masum yüz ifadeleri vardır. (Kaynak : gaiadergi.com)

— —

www.youtube.com/ilkersimsekcan

www.instagram.com/ilkersimsekcan

--

--